Anavatanı sömürgecilerin işgali altındaki Çerkes halkının sosyal bilimlere meraklı her bireyi mutlaka okumalı bence. Versus yayınlarından çıkmış kitap. 170 sayfalık okuyucuyu yormayan sade bir anlatımı var.
Kitabın özetini kendi içinden bir soruyu alıntılayarak yapayım:
“Peki sömürgeleştirilen insan nasıl olurdu da kendi kendini bu denli acımasız biçimde hem inkâr edip, hem de aşırı taleplerde bulunabilirdi. Nasıl olurdu da sömürgeciden bu kadar nefret edip yine de bu denli tutkuyla hayran olabilirdi?”
İşte bu soruya şahane cevaplar buluyorsunuz…
Kitapta altını özellikle çizdiğim bir kaç cümleyi de paylaşayım. Adeta sömürgeciye karşı manifesto gibi…
1- İyi ya da kötü sömürgeciler yoktur, sömürgeciler vardır.
2- Sömürge durumu, tıpkı sömürgeleştirileni ürettiği gibi, sömürge yanlılarını da üretir.
3– Sömürge durumu düzeltilemez; bir kölelik zinciri gibi, ancak kopartılabilir.
4- Tüm sömürgeciler, en iyi niyetli olanlar bile, “gaspçı”dır.